Paris saldırıları sonrasında yapılan G20 toplantısında ne konuşuldu? Hangi kararlar alındı?
Antalya'da yapılan G20 Zirvesi sonrası "Antalya zirvesi" adıyla açıklanan sonuç bildirgesi;
"GİRİŞ"
1. Bizler, G20 Liderleri olarak, insanlarımızın refahını artırmak
için güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümeyi elde etmeye yönelik ilave ortak
eylemlerimizi belirlemek üzere 15-16 Kasım 2015 tarihlerinde Antalya'da bir
araya geldik. Büyümenin güçlü ve kapsayıcı olması konusunda son derece
kararlıyız ve daha fazla ve daha kaliteli istihdam oluşturacağız. Kapsayıcı
büyümeyi ilerletmek ve güveni sağlamlaştırmak için tüm politika araçlarının
kullanılması ve bütün paydaşlarla güçlü bir ilişki kurulması gerektiğinin
bilincindeyiz.
2. Hedeflerimizi gerçekleştirmek için bu yıl, verdiğimiz sözleri
yerine getirmek amacıyla geçmiş taahhütlerimizin uygulanması, büyümenin güçlü
bir destekçisi olarak yatırımların artırılması ve büyümenin nimetlerinin
herkesçe paylaşılabilmesi için eylemlerimizde kapsayıcılığın desteklenmesi
olmak üzere üç sacayağı etrafında kapsamlı bir gündem benimsedik. Bu gündemi
uygularken aynı zamanda, düşük gelirli gelişmekte olan ülkelerle olan
diyaloğumuzu da güçlendirdik.
TOPARLANMANIN GÜÇLENDİRİLMESİ VE POTANSİYELİN ARTIRILMASI
3. Küresel ekonomik büyüme dengesiz görünümünü sürdürmekte ve bazı
büyük ekonomilerdeki olumlu görünüme rağmen beklentilerimizin altında
seyretmeye devam etmektedir. Finansal piyasalardaki riskler ve belirsizlikler
devam etmekte ve jeopolitik zorluklar giderek küresel bir soruna dönüşmektedir.
Bunlara ilaveten küresel talepteki eksiklik ve yapısal sorunlar, cari ve
potansiyel büyüme üzerinde baskı oluşturmayı sürdürmektedir.
4. Güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme için eşgüdüm halinde
sağlam makroekonomik politikaları uygulamaya devam edeceğiz. Merkez
Bankalarımız, görev tanımlarıyla tutarlı olacak şekilde, fiyat istikrarını
sağlamaya ve ekonomik aktiviteyi desteklemeye devam edecektir. Maliye
politikalarını, büyümeyi ve istihdam oluşturulmasını desteklemek için kısa
vadeli ekonomik koşulları dikkate alarak esnek bir şekilde uygulayacağımıza
dair taahhüdümüz yineliyoruz ve aynı zamanda kamu borcunun GSYH'ye oranını
sürdürülebilir bir patikaya oturtacağız. Ayrıca, verimliliği, kapsayıcılığı ve
büyümeyi desteklemek amacıyla bütçe harcamalarının ve gelirlerinin dağılımını
gözden geçirmeye de devam edeceğiz. Küresel yeniden dengelemenin sağlanmasına
dair taahhüdümüze bağlıyız. Olumsuz yayılma etkilerini en aza indirmek, belirsizliği
azaltmak ve şeffaflığı artırmak amacıyla, başta para politikası ve diğer
politikalara ilişkin önemli kararlar olmak üzere, adımlarımızı dikkatli bir
şekilde ayarlayacak ve açık bir iletişim politikası izleyeceğiz. Büyük ve oynak
sermaye hareketliliğinden kaynaklanan risklerin olduğu bir ortamda, yeterli bir
küresel finansal güvenlik ağının sağlanmasını da içeren uygun çerçevelerle
finansal istikrarı sağlayacağız ve finansal küreselleşmenin nimetlerinden
istifade edeceğiz. Döviz kuruna ilişkin önceden vermiş olduğumuz taahhütleri
yineliyoruz ve her türlü korumacılığa karşı duracağız.
5. Geçen yıl Brisbane'da ilan edildiği üzere G20'nin toplam GSYH
büyümesini 2018 yılına kadar yüzde 2 oranında artırma yönündeki hedefimize
bağlılığımızı yineliyoruz. İstihdam oluşturulması, kapsayıcılığın sağlanması,
eşitsizliklerin azaltılması ve fiili ve potansiyel büyümenin artırılması için
talebi destekleyici önlemler ile yapısal reformlar içeren büyüme
stratejilerimizin tam olarak ve zamanında uygulanması en önemli önceliğimizdir.
Geçen yıldan bu yana, çok-yıllı taahhütlerimizin yarısını uygulayarak
taahhütlerimizi yerine getirmede önemli bir mesafe kattettik. IMF, OECD ve
Dünya Bankası Grubunca yapılan analize göre, uygulamış olduğumuz politikalar
ortak büyüme hedefimizin üçte birinden fazlasına tekabül etmektedir. Ancak,
bundan daha fazlasını yapmaya ihtiyaç olduğunu da tasdik ediyoruz. Kalan
taahhütlerimizin uygulanmasını hızlandırmak için hızla eyleme geçecek ve daha
fazla çaba harcayacağız. Buradan hareketle, bu yıl geliştirdiğimiz sağlam
izleme çerçevesi yoluyla taahhütlerimizin uygulanmasını yakından takip etmeye
devam edeceğiz. Değişen ekonomik şartlar ve politika öncelikleri ile özellikle
yavaşlayan verimlilik artışı gibi yapısal zorluklar karşısında geçerliliklerini
muhafaza etmek ve ortak büyüme hedefimiz ile tutarlıklarını korumak amacıyla
büyüme stratejilerimizi gözden geçirmeye ve güncellemeye de devam edeceğiz.
Güncellenmiş büyüme stratejilerimizi ve ana taahhütlerimizin uygulama
takvimlerini içeren Antalya Eylem Planı, küresel ekonomideki zorlukları aşmaya
yönelik kararlığımızı yansıtmaktadır.
6. Büyümenin kapsayıcı olmasını, istihdam yaratmasını ve toplumun
tüm kesimlerine fayda sağlamasını temin etmeye kararlıyız. Birçok ülkede artan
eşitsizlikler, sosyal uyuma ve vatandaşlarımızın refahına yönelik risk teşkil
edebildiği gibi, olumsuz ekonomik etkilere de neden olabilmekte ve büyümeyi
artırma hedefimize zarar vermektedir. Kapsamlı ve dengeli ekonomik, mali,
işgücü, eğitim ve sosyal politikalar eşitsizliklerin azaltılmasına katkıda
bulunacaktır. Çalışma ve İstihdam Bakanlarımızın Bildirgesini kabul ediyor ve
İşgücü Gelirinin Milli Gelir içerisindeki payı ve eşitsizlikler konusundaki G20
politika önceliklerinde belirtildiği üzere, istihdam piyasalarını daha
kapsayıcı kılmaya dönük öncelikleri uygulamak konusundaki kararlılığımızı ifade
ediyoruz. Finans ve Çalışma ve İstihdam Bakanlarımıza büyüme stratejilerimiz
ile istihdam planlarımızı eşitsizlikle mücadele konusundaki eylemlerimizi
güçlendirecek ve kapsayıcı büyümeyi destekleyecek şekilde gözden geçirmeleri
çağrısında bulunuyoruz. Sosyal diyalogun hedeflerimizin ileriye götürülmesinde
elzem olduğunu dikkate alarak, B20 ve L20'nin istihdam, büyüme ve düzgün iş
koşulları konusundaki ortak açıklamasını memnuniyetle karşılıyoruz.
7. İşsizlik, eksik istihdam ve kayıt dışı işler, birçok ülkede
eşitsizliklerin önemli bir kaynağını teşkil etmekte ve ekonomilerimizin gelecek
dönemde büyüme beklentilerini zayıflatabilmektedir. G20 Kaliteli İşlerin
Geliştirilmesi Çerçeve Belgesiyle uyumlu olarak daha fazla ve daha iyi kaliteli
işlerin geliştirilmesine ve G20 Beceriler Stratejimizle becerilere yatırım
yapmaya ve geliştirmeye odaklanmış durumdayız. Girişimciliğin teşvik edilmesi
dahil olmak üzere, gençlerimizin işgücü piyasasına daha iyi entegre olmasını
desteklemek konusunda kararlıyız. Daha önceki taahhütlerimiz temelinde ve
ulusal koşullarımızı da dikkate alarak, G20 ülkelerinde işgücü piyasasında
daimi olarak geride kalma riskini en çok taşıyan gençlerin oranının 2025 yılına
kadar %15 azaltılması G20 hedefi üzerinde mutabık kaldık. OECD ve ILO'ya bu
hedefe ulaşılması yolundaki ilerlemeyi izlemek üzere bizlere destek vermeleri
çağrısında bulunuyoruz. İstihdam Planlarımızın ve kadınların işgücü piyasasına
katılımının artırılması hedefimizin uygulanması ile sürdürülebilir küresel arz
zincirleri içerisinde daha güvenli ve sağlıklı iş yerleri tesis edilmesini
güçlendirmek konularını izlemeyi sürdüreceğiz.
8. Uluslararası emek hareketliliği ile yaşlanan nüfuslar gibi
konular yoluyla emek piyasalarına sağlanmış olan fırsatlar ile meydana gelen
sınamaları ele alacağız. Bazı G20 ülkelerinde iç emek hareketliliği önemli bir
işgücü piyasası meselesi teşkil etmektedir. Yeni gelişmekte olan "gümüş
ekonomi" konusundaki potansiyeli kabul ediyoruz ve bu potansiyeli daha
fazla araştıracağız. Çalışma ve İstihdam Bakanlarımızın sağlanan ilerlemeleri
2016 yılında rapor etmelerini bekliyoruz.
9. Özellikle özel sektör katkısıyla yatırımları arttıracak güçlü bir
ivme sağlamak için yatırım ortamının geliştirilmesi, kamu yatırımları da dahil
olmak üzere verimli ve kaliteli altyapı yatırımların teşvik edilmesi, küçük ve
orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) desteklenmesi ve bilgi paylaşımına katkı
sağlayacak somut politika ve eylemleri bünyesinde barındıran Ülkelere Özel
Yatırım Stratejilerini geliştirdik. OECD tarafından yapılan analize göre bu
stratejilerin G20 ülkelerinin toplam yatırımlarının milli gelirlerine oranını
2018 yılına kadar yaklaşık yüzde 1 puan civarında arttıracağı tahmin
edilmektedir.
10. Yatırımların hazırlanma, önceliklendirilme ve uygulanma
süreçlerinin geliştirilmesi amacıyla kamu-özel işbirliği (KÖİ) modellerinde
rehberler ve en iyi uygulama örneklerini geliştirdik. Ayrıca, altyapı
yatırımları ve KOBİ'lerin finansmana erişimini kolaylaştıracak şeffaf ve
anlaşılır menkul kıymetleştirme ile varlığa dayalı finansman dahil alternatif
finansman yapılarını değerlendirdik. Bu bağlamda, yatırım ortamını geliştirmek,
uzun dönemli finansmanı kolaylaştırmak, kurumsal yatırımcıların katılımını
artırmak, alternatif sermaye piyasası araçları ve varlığa dayalı finansman
modellerinin gelişimini desteklemek ve de kaynak kullandırmaya, bilançolarını
optimize etmeye ve özel sektör finansmanını harekete geçirmeye yönelik çok
taraflı kalkınma bankalarını teşvik etmek üzere Bakanlarımıza çalışmalarına
devam etmeleri yönünde çağrıda bulunuyoruz. Ülkelerin altyapı projelerini daha
iyi hazırlama, önceliklendirme ve finanse etmelerini sağlayacak yöntem ve
araçların ortaya çıkarılması amacıyla girişimlerimizi artırıyor ve araç setleri
geliştiriyoruz. Küresel Altyapı Merkezi'nin bu çabalar doğrultusunda önemli
katkı sağlamasını bekliyoruz. Özel sektör yatırımlarını destekleyecek güçlü
kurumsal yönetim çerçevesini mümkün kılmaya yönelik G20/OECD Kurumsal Yönetim İlkelerini
kabul ediyoruz. KOBİ'lerin uzun vadeli finansman imkanlarının geliştirilmesine
özel önem verdik. Ayrıca, rehber niteliğinde hazırlanan KOBİ Finansmanı Ortak
Eylem Planı ile G20/OECD KOBİ Finansmanı Üst Düzey İlkelerinin yanı sıra
KOBİ'lerin büyüme ve istihdama katkısını kolaylaştıracak küresel bir platform
niteliğinde yeni bir girişim olan ve özel sektör öncülüğünde kurulan Dünya KOBİ
Forumu'nu memnuniyetle karşılıyoruz.
11. Küresel ticaret ve yatırım, ekonomik büyüme ve kalkınmanın
önemli itici güçlerini oluşturmakta, istihdam yaratmakta ve refah ile kapsayıcı
büyümeye katkıda bulunmaktadır. Küresel ticaretteki büyümenin kriz öncesi
dönemin altında kalmaya devam ettiğini not ediyoruz. Bu durum hem dönemsel hem
de yapısal faktörlerin bir sonucudur. Bu nedenle, gözden geçirilmiş büyüme
stratejilerimiz dahil olmak üzere ticaret ve yatırımın kuvvetlendirilmesi
yönündeki çabalarımızı daha iyi koordine edeceğimize dair güçlü taahhüdümüzü
teyit ediyoruz. Kapsayıcı Küresel Değer Zincirleri (KDZ) dünya ticaretinin
önemli güçlerinden biri haline gelmiştir. Her boyuttaki şirketin ve özellikle
KOBİ'lerin her ekonomik kalkınma düzeyindeki ülkede KDZ'lere katılmasına imkan
veren politikaları destekliyoruz ve gelişmekte olan ülkelerin daha iyi
katılımını ve değer katmasını teşvik ediyoruz. Korumacı tedbirleri arttırmama
ve bunları geri çekme konusundaki uzun süredir devam eden taahhüdümüzü teyid
ediyoruz ve bu alandaki ilerlememizi izleyerek müteyakkız kalacağız. Bu amaç
doğrultusunda, DTÖ, OECD ve UNCTAD'dan ticaret ve yatırımı sınırlayan önlemler
konusundaki raporlamalarını sürdürme çağrısında bulunuyoruz. Ticaret
Bakanlarımızdan düzenli olarak toplanmalarını istiyor ve bunu destekleyecek bir
çalışma grubu üzerinde anlaşmaya vardığımızı açıklıyoruz.
12. DTÖ çok taraflı ticaret sisteminin omurgasıdır ve ekonomik
büyüme ile kalkınmayı geliştirmek için merkezi bir rol oynamaya devam
etmelidir. Çok taraflı ticaret sisteminin daha iyi ve etkin çalışması gerektiği
konusunda mutabıkız ve sistemin işleyişinin iyileştirilmesi için birlikte
çalışma kararlılığımızı yineliyoruz. Doha Kalkınma Gündemi ile ilgili olanlar
dahil, dengeli sonuçlar sağlayacak ve Doha gündemiyle ilgili çözümlenmemiş
konular ve ilgili diğer konulara ilişkin Nairobi sonrası çalışmalara sarih
biçimde yol gösterecek başarılı bir Nairobi Bakanlar Konferansı için birlikte
çalışmaya kararlıyız. Tarım, kalkınma, kamu stokları ile Ticaretin
Kolaylaştırılması Anlaşması'nın hızlı bir şekilde onaylanması ve uygulanması
dahil olmak üzere Bali Paketinin tüm unsurlarının uygulanması için
gayretlerimizi arttıracağız. İkili, bölgesel ve çok taraflı ticaret
anlaşmalarımızın birbirlerini tamamlaması, şeffaf ve kapsayıcı olmaları ve DTÖ
kuralları temelinde daha güçlü çok taraflı ticaret sistemine katkı
sağlamalarını temin için gayretlerimizi sürdüreceğiz. Ticaretin küresel
kalkınma çabalarındaki önemli rolünü vurguluyoruz ve kapasite geliştirme
yardımına ihtiyaç duyan kalkınmakta olan ülkelere yönelik ticaret için yardım
gibi mekanizmaları desteklemeye devam edeceğiz.
DAYANIKLILIĞIN ARTIRILMASI
13. Finansal kuruluşların dayanıklılığının güçlendirilmesi ve
finansal sistemin istikrarının geliştirilmesi, büyüme ve kalkınmanın
sürdürülebilirliği için önem arz etmektedir. Küresel finansal sistemin
dayanıklılığının geliştirilmesi için finansal düzenlemeler gündeminin ilave
temel unsurlarını tamamladık. Özellikle, batamayacak kadar büyük sorununun sona
erdirilebilmesinde önemli bir adım olarak, küresel sistemik önemi haiz
bankaların toplam zarar karşılama kapasitelerine yönelik uluslararası ortak
standardı tamamladık. Ayrıca, küresel sistemik önemi haiz sigorta şirketlerinin
zarar karşılama kapasitelerine yönelik yükümlülüklerin ilk versiyonu üzerinde
uzlaştık.
14. Daha güçlü ve dayanıklı bir finansal sistem inşa edebilmek için,
yapılması gereken kritik çalışmalar bulunmaktadır. Bilhassa, merkezi karşı
tarafların dayanıklılığı, toparlanma planlaması ve çözümlenmesi konusundaki
çalışmaları bekliyoruz ve FSB'nin bir sonraki toplantımızda bizleri
bilgilendirmesini istiyoruz. Finansal sistemde ortaya çıkan, önemli bir kısmı
bankacılık dışı sektörlerden kaynaklanabilecek, risk ve kırılganlıkları
izlemeye ve gerektiğinde bunlara yönelik tedbirler almaya devam edeceğiz. Bu
kapsamda, piyasa temelli finansmanın dayanıklılığının artırılması amacıyla,
sistemik risklerin yapısıyla uyumlu bir şekilde, gölge bankacılığın
düzenlemesini ve gözetimini güçlendireceğiz. Muhabir bankacılık hizmetlerindeki
azalmanın değerlendirilmesinde ve uygun tedbirlerin alınmasında aşama
kaydedilmesini bekliyoruz. St. Petersburg Bildirgesiyle uyumlu bir şekilde,
haklılığı ortaya konulduğu takdirde, ülkelerin birbirlerinin düzenlemelerini
esas almaları da dahil olmak üzere, tezgahüstü türev ürünler reformunun
uygulanmasına yönelik çabalarımızı artıracağız. Önümüzdeki dönemde, küresel
finansal düzenleme çerçevesini üzerinde uzlaşmış olduğumuz takvimlerle uyumlu
bir şekilde tam ve tutarlı olarak uygulamada kararlıyız ve ülkeler arasındaki
dengesiz uygulamayı gözlemleyecek ve buna yönelik tedbirler alacağız. Finansal
İstikrar Kurulu'nun (FSB) uygulamaya ve reformların etkilerine ilişkin ilk
yıllık raporunu memnuniyetle karşılıyoruz. Küresel finansal düzenleme
çerçevesinin sağlamlığını gözden geçirmeye ve reformların uygulanmasını ve
reformların -yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ülkelere dair dikkate değer
öngörülemeyen sonuçları da dahil olmak üzere- etkileri ile bunların genel
hedeflerimizle devam eden uyumunu gözlemlemeye ve değerlendirmeye devam
edeceğiz.
15. Küresel olarak daha adil ve modern bir uluslararası vergi sistemine
ulaşmak amacıyla, iddialı G20/OECD Matrah Aşınması ve Kar Kaydırma (BEPS)
Projesi kapsamında geliştirilen tedbirler paketini onaylıyoruz. Yaygın ve
tutarlı uygulama, özellikle sınır ötesi vergi kurallamalarında olmak üzere,
Projenin etkinliğinde kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, Projenin zamanlıca
uygulanmasını kuvvetle teşvik ediyoruz ve gelişmekte olanlar dahil olmak üzere,
tüm ülke ve yetki bölgelerinin bize katılmalarını teşvik ediyoruz. BEPS
Projesinin küresel ölçekte uygulanmasının gözetimi için, OECD'yi 2016 yılının
başlarında, BEPS'i uygulamayı taahhüt eden, gelişmekte olan ülkeler de dahil
olmak üzere, ilgilenen G20-dışı ülkeler ve yetki bölgelerinin eşit bir zeminde
katılımıyla kapsayıcı bir çerçeve hazırlamaya çağırıyoruz. IMF, OECD, Birleşmiş
Milletler ve Dünya Bankası Grubu'nun talep eden ülkelere BEPS de dahil olmak
üzere yerel kaynakların mobilizasyonuyla ilgili karşılaşmış oldukları
zorlukları aşabilmelerine yönelik uygun teknik yardım sağlama çabalarını
memnuniyetle karşılıyoruz. İlgilenen G-20 dışı gelişmekte olan ülkelerin
uygulama takvimlerinin diğer ülkelerden farklılaşabileceğini kabul ediyoruz ve
OECD ve diğer uluslararası kuruluşların çerçevede bu ülkelerin durumlarını
layıkıyla yanıtlamalarını bekliyoruz. Vergi sistemlerimizin şeffaflığının
geliştirilmesi yönünde ilerliyoruz ve 2017 ve 2018 sonu itibarıyla otomatik
bilgi değişimine ve talebe bağlı bilgi değişimine yönelik önceki
taahhütlerimizi yineliyoruz. Diğer yetki bölgelerini bize katılmaya
çağırıyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin uluslararası vergi gündemine katılımını
güçlendirecek çabaları destekliyoruz.
16. Büyüme ve dayanıklılık gündemimizi destekleyecek şekilde
2015-2016 G20 Yolsuzlukla Mücadele Eylem Planının etkili şekilde uygulanması
yoluyla, yolsuzluğa karşı küresel düzeyde hoşgörüsüzlük kültürü oluşturulması
yönünde taahhüdümüzü sürdürüyoruz. Şirketlerimizin etik ve yolsuzlukla mücadele
konularındaki küresel standartlara uymalarına yardımcı olacak Özel Sektörde
Dürüstlük ve Şeffaflık G20 Yüksek Düzeyli İlkelerini onaylıyoruz. Kamu
sektörlerimizin dürüstlük ve şeffaflığının temini zaruridir. Bu bakımdan, G20
Yolsuzlukla Mücadele Açık Veri İlkeleri ile G20 Kamu Alımlarında Dürüstlüğün
Teşviki İlkelerini onaylıyor ve varlık beyanı çerçevelerine ilişkin devam eden
çalışmaları memnuniyetle karşılıyoruz. Rüşvetle etkili mücadelede gerektiği
hallerde ve ulusal hukuk sistemleriyle uyumlu olacak şekilde hukuki ve idari
prosedürler de dahil olmak üzere uluslararası işbirliğini temel bir araç olarak
teşvik edeceğiz ve yolsuzluğa bulaşan görevliler ile onları yolsuzluğa
bulaştıranlara koruma sağlanmaması ile varlıklarının geri verilmesini
destekliyoruz. Yararlanıcı mülkiyet konusundaki uygulama planlarımızın
yayınlanmasını memnuniyetle karşılıyoruz ve bu alandaki çabalarımızı sürdüreceğimizi
açıklıyoruz.
17. 2010 yılında kabul edilen IMF kota ve yönetim reformundaki
ilerlemenin gecikmesinin devam etmesinden duyduğumuz hayal kırıklığı devam
ediyor. IMF konusunda 2010 reformlarının uygulanması en önemli önceliğimiz
olup, ABD'yi söz konusu reformları en kısa sürede onaylamaya davet ediyoruz.
IMF'ye, 2010 Reformu'nun amaçlarını göz önünde bulundurarak, mevcut kota
seviyelerini 14. gözden geçirme kapsamında anlaşılan seviyelere en kısa zamanda
ve mümkün olduğunca anlamlı şekilde yakınsatacak ara çözümler üzerindeki
çalışmasını tamamlaması için çağrıda bulunuyoruz. 14. gözden geçirme, yeni kota
formülünü de içerecek 15. kota gözden geçirme çalışmalarında temel olarak
alınmalıdır. IMF'nin güçlü ve yeterli kaynağa sahip olması ve kota tabanlı
yapısının sürdürülmesi konusundaki taahhüdümüze bağlılığımızı yineliyoruz. Tüm
uluslararası kuruluşların başkanlarının ve üst yönetiminin açık, şeffaf ve
tamamen liyakate dayalı bir süreçle atanmasına yönelik uzlaşımızı yineliyoruz
ve bu kuruluşlardaki personel çeşitliliğinin artırılmasının önemini yeniden
vurguluyoruz. SDR sepeti kompozisyonunun para birimlerinin küresel ticaret ve
finans sistemi içerisindeki rolünü yansıtması gerekliliğini yineliyor ve SDR
değerleme yönteminin gözden geçirme çalışmalarının tamamlanmasını bekliyoruz.
Güçlendirilmiş müşterek eylem ve pari passu (eşit muamele) hükümlerinin
uluslararası kamu borç senetlerinde kullanılmasındaki ilerlemeyi memnuniyetle
karşılıyoruz. IMF'ye, diğer ilgili taraflarla istişare içerisinde, güçlendirilmiş
müşterek eylem ve pari passu hükümlerinin mevcut borç stoklarına dâhil
edilmesinin hızlandırılması için piyasa tabanlı çözümleri araştırması yönünde
çağrıda bulunuyoruz.
18. Güçlendirilmiş müşterek eylem ve pari passu (eşit muamele)
hükümlerinin uluslararası kamu borç senetlerinde kullanılmasındaki ilerlemeyi
memnuniyetle karşılıyoruz. IMF'ye, diğer ilgili taraflarla istişare içerisinde,
söz konusu hükümlerin kullanılmasının teşvikine devam etmesi ve mevcut
uluslararası kamu borç stoklarına dâhil edilmelerinin hızlandırılmasına yönelik
piyasa tabanlı çözümleri daha da araştırması yönünde çağrıda bulunuyoruz. IMF
ve Dünya Bankası'nın Düşük Gelirli Ülkeler İçin Borç Sürdürülebilirliği
Çerçevesi'ni gözden geçirme çalışmasını bekliyoruz. Addis Ababa Eylem Planı'nda
vurgulandığı üzere, sürdürülebilir finansman uygulamalarını geliştirmeyi
amaçlayan mevcut girişimleri not ediyoruz. Kreditör ve borçlanıcı ülkeler
arasındaki diyalogu geliştirerek kapsayıcılığa katkıda bulunan Paris Forumu
girişimini de not ediyoruz.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN DESTEKLENMESİ
19. 2015, sürdürülebilir kalkınma için kritik bir yıldır ve
eylemlerimizin düşük gelirli gelişmekte olan ülkeler de dahil olmak üzere
kapsayıcı ve sürdürülebilir büyümeye katkıda bulunmasını temin etmek
konusundaki kararlılığımızı teyid ediyoruz. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri
ve Addis Ababa Eylem Gündemi'nin dahil olduğu 2030 Gündemi, küresel kalkınma
çabaları için kapsamlı, evrensel ve iddialı bir çerçeve çizmektedir. Herkes
için kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edilmesine yönelik
çabalarımızda kimsenin arkada bırakılmamasının sağlanması için 2030 Gündemi'nin
sonuçlarının uygulanmasına kuvvetle bağlıyız. Kalkınma konusundaki diyalog ve
angajmanımızın güçlendirilmesi için G20 ve Düşük Gelirli Gelişmekte Olan
Ülkeler Çerçevesi'ni onaylıyoruz. Çalışmalarımızın 2030 Gündemi ile
uyumlaştırılması için 2016 yılında bir Eylem Planı hazırlayacağız.
20. Bu seneki çalışmalarımız, enerjiye erişim, gıda güvenliği ve
beslenme, insan kaynaklarının geliştirilmesi, kaliteli altyapı, finansal
kapsayıcılık ve iç kaynakların harekete geçirilmesi gibi alanlarda
sürdürülebilir kalkınmayı desteklemektedir. Ürettiğimiz, tükettiğimiz ve
sattığımız gıdanın tüm boyutlarıyla - ekonomik, sosyal ve çevresel -
sürdürülebilir olmasının sağlanmasına yönelik taahhüdümüzün altını çizen G20
Gıda Güvenliği ve Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Eylem Planı'nı onaylıyoruz.
Piyasaların şeffaflığını geliştiren, gelirleri ve kaliteli istihdamı artıran ve
sürdürülebilir verimliliğin büyümesini güçlendiren tarımda ve gıda
sistemlerinde sorumlu yatırımların teşvik edilmesine odaklanmayı sürdürüyoruz.
Küçük ölçekli ve aile işletmeleri ile kırsal alanda bulunan kadınlar ve
gençlerin ihtiyaçlarına özel bir dikkat göstereceğiz. Gıda israfı ve
kayıplarının küresel ölçekte azaltılması taahhüdünde de bulunuyoruz.
"Gezegeni Doyurmak - Yaşam için Enerji" temasıyla düzenlenen Expo
Milano'yu memnuniyetle karşılıyoruz. Tarım Bakanlarımızın, G20 ülkelerinin ve
diğer ülkelerin gıda israfı ve kayıplarını ölçebilecekleri ve azaltabilecekleri
yöntemlerin iyileştirilmesi için yeni bir platform tesis edilmesine yönelik
kararını da memnuniyetle karşılıyoruz.
21. Kalkınmada ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasında özel sektörün
güçlü bir rolü vardır. G20 Kapsayıcı İş Çağrısı yoluyla düşük gelirli kişilerin
ve toplulukların piyasalara alıcı, üretici ve tüketici olarak katılımları için
fırsatlar yaratılması yolunda bütün paydaşların ortak çalışma ihtiyacını
vurguluyoruz. Bu yıl geliştirdiğimiz G20 Para Transferleri Ulusal Planları,
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve Addis Ababa Eylem Gündemine uyum sağlamak
hedefiyle, para transferlerinin ortalama küresel maliyetinin yüzde beşe
indirilmesi yönündeki taahhüdümüz için somut eylemler içermektedir. Ödemelere,
tasarruflara, kredilere ve benzeri hizmetlere erişimi açmaya yardımcı olmak
yoluyla finansal tabana yayılmayı geliştireceğiz. Finansal Tabana Yayılma
Küresel Ortaklığı (GPFI) içerisinde finansal tabana yayılmaya ilişkin devam
eden çalışmaları memnuniyetle karşılıyoruz.
22. G20 Enerji İşbirliği Prensiplerine odaklanmaya devam edeceğiz ve
Enerji Bakanlarımızın ilk kez düzenlenen toplantısını memnuniyetle
karşılıyoruz. Dünyada 1,1 milyardan fazla insanın elektriğe erişimi olmadan
yaşadığının ve yaklaşık 2,9 milyar insanın yemek pişirmek için geleneksel
biyoyakıt kullanmak zorunda olduğunun bilinciyle, ilk aşamasında sorunun en
yoğun olduğu Sahra-Altı Afrika'da elektriğe erişimin iyileştirilmesine
odaklanan "G20 Enerjiye Erişim Eylem Planı: Enerjiye Erişimde Gönüllü
İşbirliği"ni onaylıyoruz. Enerjiye erişimin kalkınmayı sağlamadaki önemli
rolünü kabul ederek, Plan, G20 koordinasyonunu güçlendirmeyi ve önümüzdeki
dönemde başka bölgelerde de uygulanabilecek olan, uzun vadeli gönüllü bir
işbirliği çerçevesi oluşturmayı amaçlamaktadır. Plan'ın bu ilk aşamasında,
ulusal ihtiyaçlar ve koşulları da dikkate alarak, politika ve düzenleyici
çerçeveler, teknoloji geliştirme ve kullanma, yatırım ve finans, kapasite
inşası, bölgesel bütünleşme ve işbirliği alanlarında Afrikalı ülkeler ve ilgili
bölgesel ve uluslararası kuruluşlar ile birlikte çalışacak ve işbirliği
yapacağız.
23. Enerji verimliliğini geliştirme, temiz enerji teknoloji
yatırımlarını artırma ve bu alandaki araştırma ve geliştirme faaliyetlerini
destekleme konularını da içeren enerjiye ilişkin eylemlerin, iklim değişikliği
ve etkileriyle mücadelede önemli olduğunun bilicindeyiz. G20 Yenilenebilir
Enerji Seçenekleri Listesi'ni onaylıyoruz. Enerji verimliliği alanındaki
işbirliğimizi ileri taşımada bu yıl içinde katılımcı ülkeler tarafından kaydedilen
gelişmelerin altını çiziyor ve başta ağır iş makinaları olmak üzere taşıtların
emisyon performansı ve verimliliği, ürünler, binalar, endüstriyel enerji
yönetimi, elektrik üretimi ve enerji verimliliğinin finansmanı alanlarındaki
çalışmaların 2015 yılı sonuçlarını gönüllülük esasına dayalı olarak
desteklemeyi kabul ediyoruz. Gaz piyasaları da dahil olmak üzere, şeffaf,
rekabetçi ve iyi işleyen enerji piyasalarını teşvik etmeye devam edeceğiz.
Enerji güvenliğinin artırılması için enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesinin
ve enerji yatırımlarının devam etmesinin önemini vurguluyoruz. Yoksulları
destekleme gerekliliğinin farkında olarak, israfı teşvik eden verimsiz fosil
yakıt sübvansiyonlarının rasyonalizasyonu ve orta vadede tedricen sonlandırılması
taahhüdüne bağlılığımızı teyit ediyoruz. Bu taahhüdü ileri taşıma konusunda
güçlü bir ilerleme sağlamak için çaba göstereceğiz. Enerji Bakanlarımızı G20
Enerji İşbirliği Prensiplerinin devam etmekte olan uygulaması konusunda 2016
yılında bize tekrar rapor vermeye çağırıyoruz.
24. İklim değişikliği zamanımızın en büyük sınamalarından biridir.
2015'in iklim değişikliği ve etkileriyle ilgili etkin, güçlü ve müşterek eylem
gerektiren kritik bir yıl olduğunun farkındayız. Lima Eylem Çağrısında
belirtildiği üzere, iki derecenin altı hedefini teyit ediyoruz. BM İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) altında tüm taraflara uygulanabilir
hukuki bağlayıcılığı olan bir protokol, başka bir hukuki araç veya mutabık
kalınmış bir çıktı kabul edilmesi için kararlılığımızı vurgularız. Eylemlerimiz
büyüme ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyecektir. Paris Anlaşması'nın adil,
dengeli, iddialı, kalıcı ve dinamik olması gerektiğini teyit ederiz. Paris'te
farklı milli koşullar ışığında, ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve
göreceli kabiliyetler prensibini yansıtan iddialı bir anlaşmaya ulaşma
taahhüdümüzün altını çizeriz. BMİDÇS'nin iklim değişikliği müzakereleri için
başlıca uluslararası hükümetlerarası organ olduğunu tekrar vurgularız. Tüm G20
ülkeleri de dahil 160'ın üzerinde Tarafın BMİDÇS'ne ulusal olarak niyet
ettikleri katkılarını (INDC) sunmuş olmalarını memnuniyetle karşılıyoruz ve
henüz sunmamış olanları, bunu Paris Konferansı öncesinde gerçekleştirmeye davet
ediyoruz. INDC'lerimizi uygulamaya hazırız. Önümüzdeki günlerde Paris'te
ileride izlenecek yolun belirlenmesi için müzakerecilerimizi, diğer hususlara
ilaveten, salım azaltımı, uyum, finansman, teknoloji geliştirme ve transferi
ile şeffaflık gibi kilit konuların görüşülmesine yapıcı ve esnek bir biçimde
müdahil olmaları yönünde talimatlandıracağız. Paris 21. Taraflar
Konferansı'ndan başarılı bir sonuç çıkması için beraberce çalışma
kararlılığındayız.
25. Başlıca insani, siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçlarıyla mevcut
göç krizinin boyutu, küresel bir endişe haline gelmiştir. Anılan krizin ve uzun
dönemli sonuçlarının üstesinden gelinebilmesi için koordineli ve kapsamlı
yanıtlara ihtiyaç duyulmaktadır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde benzeri
görülmemiş sayılara ulaşan mülteciler ve yerlerinden edilmiş kişilere koruma ve
destek sağlanması ve kalıcı çözümler bulunması yönündeki tüm çabalara yönelik
desteğimizi güçlendirmeye devam etmeye kararlıyız. Tüm devletleri, mevcut krize
mukabelede bulunulmasına katkı sağlamaya ve mültecilerin yeniden
yerleştirilmesi, diğer insani kabul yöntemleri, insani yardımlar ve
mültecilerin hizmetlere, eğitime ve temel ihtiyaçlara ulaşmasının temini
doğrultusundaki çabalar vasıtasıyla krizle bağlantılı külfeti paylaşmaya davet
ediyoruz. Yer değiştirmelere neden olan temel sorunlara çözüm getirilmesi
ihtiyacının altını çiziyoruz. Bu bağlamda, çatışmalara siyasi çözüm
bulunmasının ve kalkınma için arttırılmış işbirliğinin önemine de dikkat
çekiyoruz. Mültecilerin ve yerlerinden edilmiş kişilerin güvenli ve gönüllü
olarak kendi ülkelerine dönebilmelerini sağlayacak koşulların yaratılmasının
önemini de kabul ediyoruz. Göç ve mülteci akımlarına yönelik uzun vadeli
hazırlık ve bu akımların yönetimi için kapasitenin güçlendirilmesini teminen
diğer ülkelerle beraber çalışacağız. Tüm ülkeleri, ulusal imkanları
çerçevesinde, bu krizden etkilenen ülkelere yardım etme yeteneklerini
artırabilmelerini teminen ilgili uluslararası kuruluşlara yapmakta oldukları
katkılarını arttırmaya davet ediyoruz. Keza özel sektör ve şahısları da bu
uluslarası çabalara iştirak etmeleri yönünde teşvik ediyoruz.
26. Küresel büyümeye fırsatlar ve sınamalar getiren internet
ekonomisi çağında yaşıyoruz. Bilgi İletişim Teknolojilerinin (BİT) kullanımına
ve güvenliğine yönelik tehditlerin, dünyada ekonomik büyüme ve kalkınmanın
güçlendirilmesi için interneti kullanmaktaki müşterek kabiliyetimize zarar
veren riskler taşıdığını kabul ediyoruz. Sayısal bölünmeler arasında köprü
kurulabilmesi için çaba göstereceğiz. Diğer alanlarda olduğu gibi dijital
ortamda da devletlerin güvenlik, istikrar ve ekonomik ilişkileri geliştirme
konusunda özel bir sorumluluğu bulunmaktadır. Bu hedef doğrultusunda, hiçbir
ülkenin şirketlere veya ticari sektöre rekabet avantajı sağlamak dahil,
internet iletişim teknolojilerini kullanarak ticari sırlar veya diğer benzeri
gizli iş bilgileri dahil fikri mülkiyet hırsızlığı faaliyetlerinde bulunmaması
veya desteklememesi hususunu teyid ediyoruz. Tüm ülkeler internet iletişim
teknolojilerinin güvenliğini sağlamak üzere, sayısal iletişim bağlamı da dahil olmak
üzere, özel hayatın gizliliğine yönelik kanunsuz ve keyfi müdahalelere karşı
özgürlük ilkelerini korumalı ve saygı göstermelidir. Birleşmiş Milletler'in bu
konudaki normların geliştirilmesinde oynadığı temel rolü not ediyor, bu
bağlamda BM Uluslararası Güvenlik Bağlamında Bilgi ve Telekomünikasyon Alanında
Hükümet Uzmanlar Grubu 2015 Raporunu memnuniyetle karşılıyor, uluslararası
hukuk ve özellikle BM Şartı'nın devletlere BİT kullanımın iletiminde
uygulanabilir olduğunu teyid ediyor, tüm ülkelerin BİT'in kullanımı konusunda
A/C.1/70/L.45 sayılı BM karar taslağı kapsamında sorumlu devlet tutumuna uyması
gerektiği görüşünü benimsiyoruz. Tüm tarafların BİT'in güvenli kullanımının
faydalarından yararlanabileceği bir ortam yaratılmasına yardımcı olmaya kararlıyız.
SONUÇ
27. Ekonomilerimizin gerçek ve potansiyel büyümesini yükseltmek,
istihdam oluşumunu desteklemek, dayanıklılığı güçlendirmek, kalkınmayı teşvik
etmek ve politikalarımızın kapsayıcılığını artırmak için beraber hareket etmeyi
sürdürmeye kararlılığımızı devam ettiriyoruz. Türkiye'ye G20 Başkanlığı için ve
bu yıl başarılı bir Antalya Zirvesi'ne ev sahipliği yaptığı için teşekkür
ediyoruz. Çin Başkanlığı kapsamında 2016 yılı Eylül ayında Hangzhou'da
gerçekleşecek bir sonraki toplantımızı bekliyoruz. Ayrıca, 2017 yılında
Almanya'da bir araya gelmeyi de bekliyoruz."
0 Yorumlar
Yorumları buradan yazabilirsiniz.