Devletin bir kurumundan böyle ferasetli cümleler duymak da varmış derken TTK Başkanı Ahmet Yaramış istifa ettirildi. Bu istifa Habertürk'te 'istifa etmez, burası Japonya değil" diye naralar atıldıktan yaklaşık 5 dakika sonra geldi.
İstifanın gerekçesi tepki çeken şu sözlerdi:
''Darbe teşebbüsüne karışmış, pişman olmuş nedamet duyan kişilere de sahip çıkmamız, onları bu toplumun içine dahil etmemiz, kazanmamız gerekiyor. Tarihte biliyorsunuz birçok darbe girişimi oldu. Bu darbelerin topluma vermiş olduğu zararı azaltmak için zaman içinde nedamet duyan, pişmanlık duyan insanları da bizim kazanmaya çalışmamız gerekiyor.''
Bu sözler üzerine özellikle iktidar tarafı TTK başkanını tukaka ilan ederek Erdoğan'a şikayet etti. Erdoğan'ın da cevazıyla başkan istifa etti.
Peki suç işleyen insanlar pişman olamazlar mı?
Elbette olurlar. Zaten kötülük yapmadan, suç işlemeden pisman olunuyorsa bu durum psikolojik hastalığa işaret eder. Diğer taraftan kötülük yapan kişinin pişman olmaması da kötülüğü ne kadar içsellestirdigini gösterir.
Bu konuya bir hukuki yaklaşım olarak şu karara bakalım:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2008 tarih 2009/9-18-78 E-K sayılı kararından bir bölüm: "Terör
örgütlerinin insan kaynağının kurutulabilmesi, alınabilecek diğer
tedbirler ile birlikte bu örgütlerin etkisizleştirilip ortadan
kaldırılmaları, geçmişten meydana gelen terör örgütü eylemlerinin
aydınlatabilmesi gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve
terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılmaları için örgüt
üyelerinin ve yöneticilerinin örgütten ayrılmalarını sağlamak suç ve
suçluyla mücadele etmek için pişmanlık yasalarının ve etkin pişmanlık
kurumunun bu amaca uygun olarak yorumlaması” gerekmektedir."
TTK Baskanının açıklamalarında da buna ters bir şey yok. Ama salyalar akıtarak bu açıklamayı lanetleyenlerin kendileri zamanında feto'ya destek vermiş, feto'ya yönelik eleştirileri aynen bu şekilde lanetlemişlerdi. Gün gelmiş devran dönmüş iş darbe yapmaya kadar gelmişti. Peki bu şahsiyetler ceza aldılar mı? Hayır! "Kandırıldık "dediler ve konuyu kapattılar.
"Onların kandırılma, pisman olma hakkı var ama şunların yok" diyebilir misiniz?
İşte bu istifa olayında dananın kuyruğu koptu ve "topluma kazandırılma" önerisi bile seytanlaştırılarak reddedildi.
Allah dahi pisman olanlar için tövbe kapısını kapatmamışken siz nasıl olur da bu kapıları kapatıyorsunuz?
Tövbe kapısını kapatarak dayanacak güvenli bir kamu gücü bulamayanlar radikalleşebilir. Bu şahıslara "suçlu da olsa insandır" gözüyle bakmalı ve gelecekte bir daha böyle darbeler, terör olayları olmaması için toplumun her bireyine şefkatli kollarımızı açmalıyız.
Şiddete, teröre ve darbeye başvuran herkesin ortak inancı "insan yerine konulmama" inancıdır. Cezası neyse en ağırından çeksin fakat cezasını çekerken bile bu toplumun bir ferdi olduğu unutturulmasın.
Yoksa daha onlarca senelik yeni kan davaları ortaya çıkacak.
"Bir kötülüğün karşılığı ona denk bir davranıştır; ama kim bağışlar,
düzeltme yolunu tutarsa onun mükâfatını Allah verir. Hiç şüphe yok ki O haksızlık edenleri sevmez." - Şûrâ : 40
0 Yorumlar
Yorumları buradan yazabilirsiniz.