Market poşetlerinin 1 Ocak'tan itibaren paralı olması poşet
kullanımını azaltacak mı? Yoksa çöp poşeti ve diğer paketlenmiş poşet satışında
rekorlar mı yaşanacak? Bu yasal düzenlemeden kim karlı çıkacak? Gelin
tartışalım!
Üretiminin ucuz olması nedeniyle kapitalist marketçi
tekellerce rağbet gören naylon poşetleri
yıllardır kullanıyoruz. Ürünü marketten satın aldığımızda onunla taşıyoruz,
daha sonra çöpümüzü de onunla çöp kutusuna atıyoruz. Ülkemizde kişi başı yılda
440 poşet kullanıldığı söyleniyor.
Çevresel anlamda naylon poşetler doğayı en çok kirleten
maddeler listesinde zirveleri zorluyor. Denizlerde ve okyanuslarda plastik
poşet adacıkları bile oluşmuş durumda. Doğada çözünme süresi oldukça fazla olan
plastik poşetlerin kullanımının azaltılması yıllardır tartışma konusuydu.
Ham petrolden elde edilen maddelerle üretilen plastik
maddesinin bir çok çeşidi var. Doğada kolay çözünen organik poşetler de mevcut.
Ancak birim fiyat anlamında pahalı olduğundan marketler hiç mi hiç yanaşmadılar
bu zararsız poşetlere. Hatta kese kağıdı ve kenevir torbalar da oldukça
işlevsel olmasına rağmen bu marketçi tekeller neticesinde hiç mi hiç
yaygınlaşmadı. Babalarımızın, annelerimizin kullandığı pamuk pazar filelerinin
esamesi bile okunmuyor artık.
Yerel seçimlere az bir süre kala yeni bir karar yayınlandı
ve artık 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren
marketlerden alınan poşetler ücretli olacak. Ebatları ve maddesi
yönetmelikle belirlenmiş poşetlerin fiyatı yine söz konusu yönetmelikte şöyle
anlatılmış:
"...bu plastik torbalar için Bakanlıkça belirlenen
fiyat tarifesinin altında ücret uygulanamaz."
Demek oluyor ki, piyasada gezen "25 kuruş" söylemi
aslında bir taban fiyatı ifade ediyor. Yani marketçiler tüketicinin cıngar
çıkarmayacağı kadar fiyat koyabilirler poşetlere.
Yönetmelik üzerinden gidelim biraz da...
Satış noktalarının yükümlülükleri alt başlığıyla
sıralananlar şöyle:
a) İki yüz metrekareden büyük kapalı alana sahip olması
halinde ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanmasını sağlamak amacıyla,
satış noktalarında tüketicilerin rahatlıkla görebilecekleri yerlerde,
tüketicilerin bilgilendirilmesi, atıkların ayrı toplanması ve cinslerine göre
tasnifinin sağlanması için ambalaj atığı toplama noktaları oluşturmakla,
Bu bendi beğendim gerçekten. Ülkemizdeki en büyük çevre
sorununun çöp ayrıştırma noktasında yaşandığını düşünüyorum. Bu anlamda
konutlardan ve iş yerlerinden çıkan çöplerin kağıt/cam/plastik/gıda şeklinde
ayrıştırılmasının zorunlu olması yönünde de bir yasal düzenleme gerekiyor. Geri
dönüşüm için çöp toplayanlara ve geri dönüşüme
kaynak için faydalı olacaktır.
Ve diğer sorunlu bir bende geçiyoruz.
ç) Torba kullanımını en aza indirecek tedbirleri almakla ve
bu konuda tüketicileri bilgilendirmekle,
Plastik torbaların paralı olduğu bir ortamda kâr
maksimizasyonuna inanan bir satış noktası elbette daha fazla poşet satmak
isteyecektir. Yani süt ürünleri için ayrı et ürünleri için ayrı sebze,meyve
için ayrı poşet vermeye çalışacaktır. Market zincirlerinin çoğu poşetleri
toptan aldığı için ve hatta ortak şirketlerle ürettiği için ucuza kapatabilir.
Ancak küçük işletmeler poşet konusunda sıkıntı yaşayacaktır. Dolayısıyla
yönetmelikteki bu bölümün işlevsiz olduğuna inanıyorum.
Koskoca yönetmelikte yalnızca a bendi ve torbaya fiyat biçen
giriş bölümüne itibar etmeliyiz.
Şimdi gelelim poşetlerin ücretli olması gerçek anlamda poşet
kullanımını azaltacak mı? konusuna. Bence kesinlikle azaltmayacak. Çünkü
poşetin bir alternatifi yok piyasada. Bez, kenevir ve pamuk torbaların
üreticileri bile yok denecek kadar az ülkemizde.
Bu anlamda yasa koyucunun plastik poşet kullanımını
yasaklaması ve plastik poşet veren satış noktalarını cezalandırması gerekir, ki
çevre söz konusu olduğunda cezalar oldukça caydırıcı olmalı
Plastik poşet kullanımının yasak olduğu yerler:
ABD/Kaliforniya-Plastik alışveriş poşetlerinin kullanım
yasağı ilk olarak Kaliforniya eyaletinin San Francisco şehrinde bulunan seçkin
mağazalarda başladı.
İngiltere-2007 yılında İngiltere’nin Modbury şehrinde
plastik poşet kullanımı yasaklanmaya başladı.
Meksika-Başkent ve en büyük şehri olan Meksiko’da da bu
yasağa uyuluyor.
Hindistan- Bu yasağa uyan ülkelerin başını çekiyor. Delhi,
Mumbai, Karwar, Tirumala, Vasco, Rajasthan gibi şehirlerde bu yasağa uyuluyor.
Myanmar-Resmî adıyla Myanmar Birliği Cumhuriyeti olan ülke
de bu yasağı uygulayanlar arasında yerini alıyor.
Bangladeş- 1988 ve 1998 sel felaketlerinden sorumlu tuttuğu
plastik poşetler Bangladeş’te 2002 yılından bu yana kullanılmıyor.
Ruanda - Afrika kıtasında yer alan bu ülkede uzun süredir
plastik poşet kullanılmıyor. Dünyadaki en temiz ülkelerden biri olarak
biliniyor.
Her yıl yaklaşık 6.7 milyar atık plastik poşetin çıktığı
düşünülen Avustralya’da plastik poşet kullanım yasağı ilk olarak Sidney kentinde
uygulanmaya başladı.
Eritre-Doğu Afrika’nın kuzeyinde yer alan bu ülkede 2005
yılında konulan yasa ile ülkedeki çoğu mağaza ve markette plastik poşet
kullanımı yasaklandı.
Görüldüğü üzere Türkiye'nin bir ili kadar bütçesi olmayan
ülkeler bile plastik torba kullanımını yasaklamış durumda. Ancak devasa market
zincirlerinin siyasi irade üzerinde hegemonya kurduğu ülkelerde poşetler ancak
paralı yapılıyor. Böylelikle market zincirleri yine poşet talebinde bulunuyor,
talep olunca da arz da oluyor ve poşet sayısında bir azalma olmuyor. Bu bence
bariz bir sosyal yanılsamaya işaret ediyor.
Evlerimizde ve iş yerlerimizde biriken çöpleri plastik
poşetle çöp kutusuna atıyoruz. Daha ziyadesiyle marketten alınan ücretsiz
poşetlerle çöplerimizi attığımız için yakın zamanda "çöp için çöp
poşeti" satın alımının artacağına inanıyorum. Neticede biraz da duyarlı
bir vatandaşsak "bez/kenevir/pamuk torba satın alarak bir müddet poşet
kullanmayabiliriz. Ancak çöpleri ne ile atacağız?
Çöp için ücretsiz market poşeti kullanan ben, market için
organik bir iki torba almayı planlıyorum şimdiden. Ancak çöp için gözüm rulo halinde satılan çöp poşetlerine
gitmiyor değil. Bu anlamda poşet kullanımının azalması imkansız olduğuna
inanıyorum.
Hafif poşetlerin eskisi gibi ücretsiz olacağını da buradan
söylemek gerekir. Yani pazarlardaki poşetler ücretsiz olmaya devam edecek.
Sadece şu Bim/A-101/Şok 'daki poşet ebatlarında bir düzenleme var. Acaba ithal
karkas eti satabilme hakkını eline alan bu marketler, lobi faaliyetinde mi
buluyor? diye düşünmedim değil bak şimdi. Sadece onların poşetlerinin ebatı
yönetmeliğe alınmış.
2019 yılı sonuna kadar yıllık poşet kullanımın 440'dan 90'a
ineceği öngörüsü bulunuyor. Bunun istatistik kurumunu da elinde tutanların
söylemesi beni düşündürüyor.
Varılan Kanı:
Plastik poşetlerin doğaya verdiği zarar ortadadır. Ülkemizde
de 3. dünya ülkelerinden bile çok poşet kullanımı vardır. Bu kullanımın
azaltılması için plastik poşetler yasaklanmalı ve market zincirlerinin
kağıt/kenevir/bez/pamuk torbaları ücretsiz vermesi zorunlu kılınmalıdır. Torba
maliyeti ürüne yansıtılmak suretiyle satış noktaları zararlarını
kapatabilirler. Nasıl ki 25 kuruşun altına veya ücretsiz poşet veren işletme
sahibi cezalandırılabiliyorsa, poşet satan da veren de cezalandırılabilir.
Böylelikle naylon torbanın alternatiflerinin üretimi çoğalır. Arz çoğaldıkça
fiyat ve maliyet de azalır. Siyasi irade bunu yapabilecek güçtedir. Poşetler
yasaklanmazsa, şirketler asla poşetleri azaltmak için uğraşmayacaktır.
Bir Eritre, Ruanda, Bangladeş kadar olamıyor muyuz yani?
SOSYAL AĞLAR