Artık Youtube trendlerini TV kanallarında yayınlanan beş para etmez diziler, Google'da para ile ilk sayfayı fütursuzca işgal eden gazete sürpüntüleri dolduruyor. Buna bir dur demeli.
Merak ettiğiniz bir yemek tarifini Google'da arattığınızda gazetelerin ilk sayfaları umursamazca işgal ettiğini görürsünüz. Tarhana çorbası tarifi için Sabah gazetesi, mantı için Sözcü, yaş pasta için Hürriyet...
Gerçekten bu işle ilgili kafa yormuş, emek ve zaman harcamış kişilerin yayınları birden görünmez oluveriyor. Halbuki ben onların tarifini, tecrübelerini ve düşüncelerini onların ağzından duymak istiyorum, asgari ücretle çalıştırılıp klavye başında çaldığı bilgileri takla attırmaktan başka bir iş yapmayan editör "gazetecilerden" değil.
Sadece yemek tarifi olsa yine iyi. Türkiye gazetelerinin hiçbir sınırı yok. Onlar en iyi aşçı, en iyi marangoz, en iyi tamirci...
Dünya'da, özellikle gelişmiş ülkelerde medya kuruluşları Google ile davalık durumdalar. bunun nedeni, Google'ın medya kuruluşlarına ödeme yapmaması. Google, medya kuruluşları sayesinde tıklama alırken bu kuruluşların Google'a ödeme yapması düşünülemez.
Bu olsaydı tam bir ahmaklık olurdu, değil mi?
Fakat ülkemizde ne yazık ki böyle. Lafımı esirgeyemeyeceğim, Türkiye'nin ahmak medyası Google ve Youtube'a tonla para harcıyor. Üst sıralarda çıkacak yayınlarla daha fazla reklam geliri sağlamaya çalışan kuruluşlar, internetin bağımsız yönünü baltaladıklarının bile farkında değiller.
Genellikle herhangi bir şeyi öğrenmek için Google'ı ve Youtube'u kullanırız. En azından ben böyleyim. Sirke yapımından tutun, ağaç aşılamaya kadar hep bunları kullanırım. Aslında bir tekel olan Google'ın( ki Youtube'un sahibi de Google) bu başarısında herhangi bir payı yok. Asıl pay emek verip bu faydalı yayınları yapanlarındır.
Fakat son zamanlarda Youtube'da popüler olan videoların gösterildiği trendler sekmesine tıklarsanız Youtube'un tamamen televizyonun eline geçtiğini anlarsınız. Youtube'un az da olsa sömürdüğü özgün içerikler yerine milletimiz televizyonu Youtube'dan izlemeye başlamış. Para odaklı algoritmalar da bu amaç uğruna çalışınca televizyonda ne kadar dizi varsa, neredeyse hepsi Youtube'da trend oluyor. Sosyal sorunlardan bihaber Televizyon bağımlıları cep telefonlarını ve bilgisayarlarını farkındalık için değil, dizi ve yarışma programı izlemek için eskitiyorlar belli ki.
Gazetelerin ve TV kanallarının bu yozlaşması beni gerçekten tedirgin ediyor. Onların bu genişleyen yozlaşması toplumun da kokuşması demek. İnternette reklam gelirleri için çok fazla tıklanmak isteyen medya kuruluşları her ama her alanla ilgili doğru-yanlış yayın yapıyorlar. Bunları da kendi özgün yayınlarını yapan bağımsız yayıncılardan çalarak yapıyorlar elbette. Kaynağın adının yazılması bile çok görülüyor.
Bu geleneksel medya kuruluşları televizyonu ve gazeteyi, cep telefonu ve bilgisayara taşımak için interneti araçsallaştırıyor. İnternet ve yeni medyanın televizyonu tahtından edeceği fikri, televizyonun ve gazetelerin internete bir hastalık gibi sirayet etmesi sonrası değişiyor. En azından benim zihnimde böyle.
Geleneksel medyayla elde ettiği gücü kaybetmemek için neredeyse her alanda interneti bir kanser hücresi gibi işgal eden televizyon ve gazeteler, bireysel ve bağımsız varoluşları baltalayarak, onların özgün içeriklerini, amiyane tabirle çalarak, para yapıyorlar. İşin garibi bunları da asgari ücret veya biraz daha fazlasına editör adı altında işe aldıkları zihin köleleriyle yapıyorlar. Bu köleler zihinlerini özgürleştirip bağımsız iş yapmayı öğrendiklerinde asgari ücretten daha fazlasının kazanılmaya başlandığı uçsuz bucaksız bir ekonomik alan, paylaşılacak yeni bir pastayı kucaklarında bulacaklar.
Bu zihin köleleri bu işe "takla attırma" derler. Normalde ajanslardan gelen haberleri gazetenin yayın tarzına uygun hale getirmek için uğraşırlardı. Şimdi ise internette ne kadar özgün fikir, deneyim, düşünce varsa hepsini çalarak takla attırıyorlar. Başkasının okuyup yayının çalıntı olup olmadığının anlaşılmaması için "takla attırılan" orijinal yayın, kurumsal ve güçlü kurumun elinde eriyip gidiyor.
Halbuki internet bağımsız düşünce için ne kadar önemliydi. Birkaç tekelci medya kuruluşunun eline bakan kitleler için bir can suyuydu. Fakat şimdi, sadece 20 küsür sene sonra internet, bu açgözlü medya tarafından ele geçirilmiş durumda.
Bunun önüne geçmekse yine biz internet kullanıcılarının görevi. Google ve Youtube gibi arama ve sunucu hizmeti sağlayan şirketlerin diğer şirketlerden bir farkı var. O da insanların tepkilerinden çok kolay etkilenmeleri. Yani insanlar tüketim alışkanlığını (tıklama, izleme, dinleme ve okuma) değiştirirlerse bu şirketler de politika değişikliklerine gitmek zorunda olacaklar. İnsanları reklam izleyen kobay fareleri olarak addeden algoritmaların fişlerinin çekilebilmesi için bu şirketlerin her kurum kuruluş, kişi gibi soğuk soğuk terlemeleri gerek. Yoksa kıllarını bile kıpırdatmazlar ve bu gerici medya son kalan hava kanallarını da tıkar ve bundan hiç mi hiç pişman olmazlar.
"Biz sadece işimizi yaptık" derler.
0 Yorumlar
Yorumları buradan yazabilirsiniz.